İlkel çağlarda insanlar için nerede yaşadıkları pek önemli değildi.Sadece yiyecek önemli idi ve ziraat olmadığından yiyeceklerini elde etmek için tek tek yapabilecekleri iş avcılıktı.Yontma taş devri idi ama sevgi ve aşk yine vardı. Çünkü onlar İnsan idiler.
Her neyse işte... bu olaydan sonra cilalı taş dönemi başladı... Avcılık için kişisel dövüş becerilerini geliştirmek zorunda idiler..Çünkü aynı yiyecekler için vahşi hayvanlarında içinde olduğu çok düşman ile dövüşmek zorunda idiler.Avcı olmalarının yanında o dönemin büyük cüsseli hayvanları içinde çok iyi birer av idiler.
Tabi zaman geçiyor ve tek dişi kalmış medeniyet hızla ilerliyordu. Tekerleği bile buldular.. Bu insanoğlunun dövüşmenin haricinde yapabildiği ilk icadı idi. Dövüşmede her ne kadar zamanla çeşitli silahlar geliştirseler de, çıplak el ve ayakları onların en büyük silahlarından biri idiler.Çünkü diğer silahları da kullanabilme becerisi el ve ayaklarına bağlı idi.
Birbirlerine karşı mücadele ve dövüşlerde önceleri ellerini kullandılar.Eller etkili birer silahtı..Ancak zamanla ayaklardaki müthiş derecedeki etkili gücü keşfettiler
Tabi bu eğitim işi idi. Öyle paldur küldür iş yok..... Bu nedenle de insanlar vücutlarının diğer parçalarını özelliklede
ayaklarını yaptıkları kavga ve dövüşlerde daha iyi kullanmak için eğitim yoluna gittiler. Ayakların çıplak olarak dövüş aracı halinde kullanılması çok eski tarihlere dayanılır ki bu konuda kesin bir zaman dilimi verilemez.İnsanlığın tarihi kadar eski olduğu söylenebilir.
Tabi ki insanlar çıplak el ve ayak dövüşlerini zamanla sistematiğe oturttular ve yaptıkları harplerde geniş olarak kullandılar.Ancak medeniyetin gelişmesi ve kitle imha silahlarının icadı ile mertlik bozuldu.Kaba kuvvetin yerini teknoloji aldı.
El ve ayaklara dayalı dövüşler geri kalmış toplumlarda revaç buldu.Fakirlikten dolayı silahlanamayan,ancak kendini koruma duygusundan vazgeçmeyen fakir toplumlar vücut parçalarını silah olarak kullanmaya devam etkiler ve bu kültürlerinin bir parçası oldu.Bu toplumlardan biride Kore toplumudur.Çin saldırılarına karşı bu şekilde koymaya çalıştılar.. Aslanlar gibi dövüştüler.
Tabi ki beceremediler. Yinede belli sisteme oturmuş çıplak el ve ayak dövüşlerine ait duvar resimlerine ilk kez uzak doğu kültüründe mağara duvarlarına çizilmiş resimlerde rastlıyoruz.Milattan sonra 50 yıllarına rastlayan dönemlere ait bu resimlerde el ve ayak dövüşlerinin eğlence ve yarışma amaçlı yapıldığına dair kanıtlar vardır.Aşağıda Mod Yongchong mezarının tavanında çizili bir fosil görmektesiniz.Bu fosilde iki kişinin bir kola için kavga ettiği sanılmaktadır.Tabi ki yaptıkları bugünkü taekwondodan çok uzaktı ancak geleneksel anlamda benzer figürleri içeriyordu.Bu resim çıplak el ve ayakların oyun ve müsabaka amaçlı kullanıldığına dair ilk resimdir.Napsın gariplerim harpte bir işe yaramamış...Bildiğiniz gibi Kore sürekli Çin ve Moğol işgalleri yaşamış fakir bir ülke idi...
Bu nedenle hayatta kalmak için sürekli olarak sert ,vahşi hayvanlara karşı dövüştüler.Bu hayatta kalabilmek için bir çeşit self defanstı ki ,bu da taekwondonun orijini sayılır.Çünkü taekwondo hayatta kalabilmek için kendini savunabilme yeteneklerini geliştirmeye yarayan bir metottur.