Albert Einstein'in ATATÜRK'e MEKTUBU
Cumhuriyet rejiminin henuz on yasinda oldugu
gunlerdeki Turkiye ile 83 yasindaki
Cumhuriyet Turkiyesi'nin farki :
Alman fizikci Albert Einstein’in
Mektubunda belirlenmistir
Dunyanin gelmis gecmis en buyuk dáhilerinden
olan Alman fizikci Albert Einstein,
17 Eylul 1933'te Ankara'ya,
basbakanliga gonderdigi ve
"Sadik hizmetkáriniz olmaktan seref duyuyorum"
sozlerinin yeraldigi mektubunda,
Hitler'in iktidara gelmesinden sonra
Almanya'da calismalarina imkán kalmayan
degisik meslek gruplarindan 40 bilim adami icin,
Turkiye'den is talebinde bulunuyor.
Einstein'in ricasi Ataturk tarafindan kabul edilmis
ve bu bilim adamlarinin tamami Turkiye'ye gelerek
Universite Reformu'nda gorev almislardi.
Almanya'da 1932 sonbaharinda yapilan
genel secimleri, Adolf Hitler'in Nasyonal
Sosyalist Partisi, yani Naziler kazandi ve Hitler,
1933'un 30 Ocak gunu basbakanliga getirildi.
Naziler'in hedeflerinden biri, Yahudiler'in,
oncelikle de Almanya'daki Yahudiler'in
koklerinin kazinmasiydi.
O tarihten birkac sene once baslamis olan
Yahudi karsiti hareketler Naziler'in iktidari
elde etmelerinden sonra daha da artti ve
cok sayida Yahudi, Almanya'yi terketti.
Ayrilma hazirligi yapan Yahudiler arasinda
dunyanin onde gelen bilim adamlari da vardi
ve Albert Einstein da onlardan biriydi.
Berlin Universitesi' nde hocalik yapan ama
kisa bir muddet sonra artik ders veremeyecegini
farkeden Einstein, 1933 ilkbaharinda Almanya'dan
ayrildi, Fransa'ya gecti ve Paris'teki
"College de France"da hocalik etmeye basladi.
Bu sirada, Nazi tehdidi altinda bulunan
Museviler'in himayesi maksadiyla
"Yahudi Nufusu Koruma Gruplari Birligi"
ismini tasiyan ve kisa adi "OSE" olan bir kurum
olusturulmustu.
Birligin merkezi Paris'te idi ve
seref baskanligina da Albert Einstein getirilmisti.
Albert Einstein, 1933'un 17 Eylul'unde
Ankara'ya iste bu sifatla,
yani "OSE'nin seref baskani"
olarak bir mektup gonderdi.
Einstein, "Turkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu
Baskanligi"na, yani Basbakanliga hitaben son derece
nazik bir dille yazdigi mektubunda Almanya'daki
bazi kanunlar dolayisiyla cok sayida Alman bilim
adaminin mesleklerini icra edemez hále geldiklerini
soyluyordu.
Bilim adamlarinin calisabilecekleri
bir ulke aradiklarini da anlatan Einstein,
40 kisilik bir uzman listesi hazirladiklarini yaziyor,
bu kisilerin hicbir karsilik beklemediklerini anlatiyor
ve Turk Hukumeti'nin sozkonusu bilim adamlarini
kabul etmesi halinde sadece insani bir faaliyette
bulunmus olmakla kalmayacagini,
Turkiye'nin bu kabulden buyuk kazanc saglayacagini da
ifade ediyordu.
Einstein, simdi Basbakanliga bagli olan
"Cumhuriyet Arsivi"nde muhafaza edilen
17 Eylul 1933 tarihli mektubunu yazdigi sirada,
basbakanlik makaminda İsmet Bey (İnonu) vardi.
Belgenin uzerinde yeralan ve İsmet İnonu'nun
elyazisiyla olan nottan anlasildigina gore,
İnonu, 9 Ekim gunu mektubu "Maarif Vekáleti'ne",
yani Milli Egitim Bakanligi'na havale etti.
Milli Egitim Bakani, o tarihte Resid Galip Bey idi.
Albert Einstein'in mektubunun alt kisminda ve
yan tarafinda elyazisiyla uc madde halinde
yazilmis bazi notlar bulunuyor.
Resit Galip Bey'e ait bu notlarda gecen
"Teklif, mevzuat-i kanuniyemizle ...degildir" ,
"Bunlari bugunku seráite (sartlara) gore
kabule imkán yoktur" seklindeki ifadelerden,
teklifin bakanlik tarafindan ilk asamada
kabul edilmedigi anlasiliyor.
Ancak, Turkiye'nin bu tarihten hemen sonra
40'tan fazla Alman bilim adamini davet edip
universitelerde gorevlendirmesi ve
Universite Reformu'nun da bu sirada yapilmasi,
Milli Egitim'in karsi ciktigi teklifin kabulunde
cok daha yuksek bir makamin,
yani bizzat Reisicumhur Mustafa Kemal'in
devreye girmesinin etkili oldugunu dusunduruyor.
Bu konudaki bir diger kanit da,
Princeton Universitesi' nde 1949 yilinda Einstein ile
gorusen İstanbul Teknik Universitesi' nin emekli
hocalarindan Prof. Dr. Munir Ulgur'un gectigimiz hafta
Cumhuriyet Gazetesi'nin Bilim Teknoloji Dergisi'ne
yaptigi aciklama.
Prof.Munir Ulgur, aciklamasinda Einstein'in
gorusme sirasinda Ataturk'u kastederek :
"Dunyanin en buyuk liderine sahipsiniz.
1933'teki universite reformunuz sirasinda beni de
ulkenize davet etmisti" dedigini naklediyor.
Bu ifadeler, Alman bilim adamlarinin Turkiye'ye
dogrudan dogruya Ataturk'un talimatiyla gelmis
olduklarini gostermektedir.
Albert Einstein'in 73 seneden buyana arsivimizde
durmasina ragmen kimselerin farketmedigi
bu mektubunu bulma serefi, dostum Mesut İlgim'a ait.
Uzun seneler devam eden profesyonel yoneticilik
faaliyetinden sonra emeklilik gunlerini arastirmacilikla
geciren Mesut Bey,
simdi Hitler'den kacarak İstanbul'a
gelen profesorlerden olan maliyeci Fritz Neumark'in
Turkiye gunlerini anlattigi "Bogazici'ne Siginanlar"
isimli eserini Almanca'dan Turkce'ye cevirmekle mesgul.
Mesut İlgim, Einstein'in mektubunu daha once de yayinlanan
ama az sayida basilan bu hatiralardan hareketle,
genis bir arastirma yapmaya basladigi sirada bulmus.
iste, Cumhuriyet rejiminin henuz on yasinda
oldugu gunlerdeki Turkiye ile 83 yasindaki Cumhuriyet
Turkiyesi'nin arasindaki fark...
ilki, Einstein'in dostlari icin is talebinde bulundugu,
buyuk gelecek vaadeden genc bir devlet;
Digeri ise gundemini sadece kadinlara mahsus parklarin,
cuppeli namazlarin yahut kadin eli sikmanin gunah olup
olmadiginin tartisilir hále getirildigi bir ulke...
Einstein, Ataturk'un davetini bir Turk bilim adamina aciklamisti
ALBERT Einstein ile gorusen az sayidaki Turk bilim
adamlarindan biri, İstanbul Teknik Universitesi' nin
elektrik-elektronik bolumunun emekli hocalarindan
olan Prof. Dr. Munir Ulgur idi.
Profesor Ulgur, Einstein ile 1949 yilinda,
Birlesik Amerika'daki Princeton Universitesi' nde biraraya
gelmisti.
Prof. Munir Ulgur, Cumhuriyet Gazetesi'nin
Bilim Teknoloji Dergisi'ne gectigimiz gunlerde
verdigi mulákatta, Einstein'in 1933 yilindaki Universite
Reformu sirasinda Ataturk tarafindan Turkiye'ye
davet edildigini soyledigini anlatmisti.
Einstein, bundan 57 sene onceki gorusme sirasinda
Ulgur'e "Biliyor musunuz, dunyanin en buyuk liderine
sahipsiniz" demis ve daveti kabul etmemesinin sebebini de
"İmkánlar cok fazla oldugu icin burayi tercih ettim"
sozleriyle aciklamisti.
Mektup söyle :
'Ben, sadik hizmetkáriniz
Prof. Albert Einstein'
"Ekselánslari,
'OSE' Dunya Birligi'nin seref baskani olarak,
Almanya'dan 40 profesorle doktorun bilimsel ve
tibbi calismalarina Turkiye'de devam etmelerine
musaade vermeniz icin basvuruda bulunmayi
ekselanslarindan rica ediyorum. Sozu edilen kisiler,
Almanya'da halen yururlukte olan yasalar
nedeniyle mesleklerini icra edememektedirler.
Cogu genis tecrube, bilgi ve ilmi liyakat sahibi
bulunan bu kisiler, yeni bir ulkede yasadiklari
takdirde son derece faydali olacaklarini ispat edebilirler.
Ekselanslarindan ulkenizde yerlesmeleri ve calismalarina
devam etmeleri icin izin vermeniz konusunda basvuruda
bulundugumuz tecrube sahibi uzman ve seckin
akademisyen olan bu 40 kisi, birligimize yapilan
cok sayida basvuru arasindan secilmislerdir.
Bu ilim adamlari, bir yil muddetle,
hukumetinizin talimatlari dogrultusunda
kurumlarinizin herhangi birinde bir yil boyunca
hicbir karsilik beklemeden calismayi arzu etmektedirler.
Bu basvuruya destek vermek maksadiyla,
hukumetinizin talebi kabul etmesi
halinde sadece yuksek seviyede bir insani faaliyette
bulunmus olmakla kalmayacagi, bunun ulkenize de
ayrica kazanc getirecegi umidimi ifade etme
curetini buluyorum.
Ekselanslarinin sadik hizmetkari olmaktan seref duyan,
Prof. Albert Einstein