Yorgunsun, biliyorum...
En az benim kadar, belki de daha çok...
yorgunsun ama inatla sürükleniyorsun peşimden.
Ne zaman arkama dönüp baksam, sen hep ordasın.
Hep o aynı yerde...
Senin yaraların beni üzer, benim üzüntüm seni yaralar her defasında.
Biz çare değiliz birbirimize.
İkimiz de en çok birbirimizden ödünç aldık hüzünlerimizi.
Ve şimdi sen yorgunsun, ben ümitsiz...
Ne olur gitme artık acıların üstüne üstüne.
Bir yerde kal ve orası bana uzak olsun ne olur.
Ne sen hak ediyorsun bu denli üzülmeyi ne de ben.
En iyisi unutmak her şeyi, geçmişi silmek en doğrusu.
Gözlerindeki yaşların, yüreğindeki yorgunluğun sebebi olmasın artık sevdam.
Kendine bir sığınak bul ve yaralı düşlerin uykusundan kaldır o yorgun yüreğini.
Sonra yeniden sev, ama yorulmadan ve yormadan aşkı... Biz hesapsız yaşadık sen doyasıya yaşa.
Hadi... hemen şimdi, önce gözlerimi sil gözlerinden, sonra ellerimin sıcaklığını soğut avuçlarında.
Beni hatırlatan her şeyi yok et.
Yorulma artık benim için, gördün ki faydası yok.
Yeniden başla ve mutlu ol dilediğince.
Ama gelme artık karanlığıma...
Yorgunsun biliyorum!...